Bir Yatırım Aracı Olarak 'Sanat'

Geçtiğimiz yüzyılın başlarında sanat akımlarının hızla çeşitlenmesi ve başarılı sanatçıların üretkenlikleri sayesinde hem entelektüel ihtiyacın hem de yatırım aracı olarak sanatın yükselişi, ülkemizde son otuz yılda dikkate değer konuma ulaşmıştır. Özellikle son 10 yıl içinde gerek genç sanatçılarımızın başarıları gerek piyasası artık oturdu gözüyle bakılan daha yaşlı ya da vefat etmiş usta sanatçıların eserlerine olan talep, ülkemizde sanat piyasasının yaşanan krizlerden etkilenmeden büyümesini sağlamıştır.

 

Şüphesiz ki sanat eserine yatırım, yatırım araçları arasında tüm ekonomi çevreleri tarafından kabul edildiği üzere kar marjı en yüksek yatırım aracıdır. 2001 yılında Türk sanat piyasasının hacmi 5 milyon USD iken 2010 yılında piyasa hacmi 105 milyon USD seviyesine ulaşmış, son iki yıl içersinde ise bu rakam 300 milyon USD civarına ulaşmıştır. Christie’s ve Sotheby’s gibi dünyanın müzayede devleri hemen her yıl en ez bir defa sadece Türk sanatçılarına ait eserlerin satışa sunulduğu müzayedeler gerçekleştirmekte ve çok büyük satış rakamları yakalamaktadırlar. Bu müzayede evlerinin de satışları göz ününde bulundurulduğunda Türk sanatının dünya sanat piyasasındaki hacmi neredeyse 600 milyon USD civarındadır.

Türk sanatına ilginin bu denli artmasındaki sebep, Türkiye imajının son 10 yıl içerisinde olumlu yönde değişmesi, büyük koleksiyonerlerin ve müzelerin Türk sanatçılarının eserlerini önemli birer yatırım ve tanıtım aracı olarak görmeleridir. Özellikle Burhan Doğançay, Erol Akyavaş, Nejad Melih Devrim, Abidin Dino gibi isimler yurt içinde ve dışında çok yüksek fiyatlara alınıp satılmaktadır. Türkiye’de Burhan Doğançay’ın ‘Mavi Senfoni’ isimli eseri, 2 milyon 200 bin TL’ye, Erol Akyavaş’ın 2 milyon 780 bin TL’ye, İngiltere’de Osman Hamdi Bey’in ‘İstanbul Hanımefendisi’ adlı eseri 3 milyon 380 bin 500 sterline, yine Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ isimli eseri ülkemizde 5 milyon TL ile alıcı bulmuştur. Adnan Turanı, Turan Erol, Mustafa Ayaz, Nejad Melih Devrim, Nuri Abaç gibi pek çok sanatçının eserlerine de çok değil 5-10 yıl öncesine kadar yatırım yapmış olan yatırımcılar, çok yüksek kar marjları ile koleksiyonlarını değerlendirebilmektedirler.

Burhan Doğançay, 'Mavi Senfoni'


Sanat piyasasının kriz dönemlerinde gösterdiği hareket çok ilginçtir. Kriz dönemlerinde elinde döviz likidite bulunduran kişiler için en kısa sürede en yüksek kar marjını sağlayacak olan sanat eserlerine yatırım yapmak çok elverişlidir. Kriz öncesi düşük fiyattan alınmış bir sanat eseri, kriz döneminde daha yüksek fiyattan satılıp (arz-talep dengesinde) yeni sahibi tarafından kriz sonrası dönemde çok daha yüksek bir fiyata rahatlıkla satılabilir. Buna bir örnek; 2001 krizi öncesinde Burhan Doğançay’a ait bir eser Ankara’lı bir koeksiyoner tarafından 30.000 TL değerden alınmış ve kriz dönemi yine aynı koleksiyoner tarafından Londra’da bulunan Saatchi&Saatchi galerisine 150.000 TL değerle satılmıştır. An itibari ile eserin üzerindeki fiyat, 3 milyon sterlindir.

Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de sanatın en büyük yatırımcıları, holdinglerdir. Holdingler, bünyelerinde barındırdıkları sanat galeri ile kurumsal imajlarına entelektüel bir renk katmışlar, piyasadaki prestijlerini artırmışlardır. Kendi sanat galerilerinin gerek kişisel sergileri gerek karma sergileri sayesinde kendi sanat koleksiyonlarını kısa süre içinde geliştirmişlerdir. Türk sanat piyasasına en büyük katkıları, genç ve yetenekli sanatçılara yaptıkları yatırımlardır. Bu sanatçıların eserlerini koleksiyonlarına katmakla kalmayıp hem sergilerle hem kataloglarla bilinirliğini artırarak kendi koleksiyonlarının değerini kendileri çok düşük maliyetle yükseltmişlerdir. Koç Holding, Sabancı Holding, Demirören Holding gibi büyük holdinglerin oluşturdukları koleksiyonlar her zaman durmadan değerlenen, stoklama maliyeti çok düşük, periyodik vergilendirmelerden ari yedek akçeleridir.

Merkez Bankası, İş Bankası, Ziraat Bankası ve Akbank, sanat yatırımları yapan bankalardır. Özellikle Ziraat Bankası koleksiyonerlik faaliyetlerine Cumhuriyetin ilanından önce başlamıştır. Sanat yatırımcısı bu finans kurumlarının koleksiyonları, paha biçilemez seviyelerdedir.

Ayrıca sanat yatırımcısı bu kurum ve kuruluşlar, koleksiyonlarının gezici sergilerini düzenleyerek yurt içi ve dışında saygınlıklarını artırmışlar böylece yine koleksiyon değerlerini artırarak yerli ve yabancı genç ve başarılı sanatçıların ilgisini çekmişlerdir.

Geleneksel sanatlarımızda da son 10 yıl içersinde gözle görülür bir gelişme söz konusudur. Yeni kuşak tezhip, minyatür ve hat sanatçıları, eski dönem sanatçılarından çok daha başarılı işler ortaya koymaktadırlar. Özellikle Arap ülkelerinde yükselen geleneksel Türk sanatlarına olan ilgi, bu ülkelerde sanatçılarımızın eserlerine olan talebi ve dolayısı ile fiyatlarını yükseltmiştir.

Sanat yatırımı nasıl yapılır?

Diğer sektörlerde olduğu gibi sanat yatırımı da, bir sanat danışmanı sayesinde mümkündür. Sanat piyasasındaki bu danışmanlara ‘art dealer’ denmektedir. Art dealer, sadece Türkiye’de değil bütün Dünya’da sanat piyasasını araştırıp inceleyerek piyasanın ne yönde hareket ettiğini gözlemler, sanatçıları ve koleksiyonerleri gelişmelerden haberdar ederek yönlendirir. Danışmanlık yaptığı yatırımcı ile sanatçı arasında köprü görevi görür. Yatırımcıyı hangi sanatçının eserini alması yönünde yönlendirdiği gibi aynı zamanda portföyünün riskini de en azda tutmayı bilmelidir.

Sanat koleksiyonunun riski, farklı tarzlarda eserleri barındırmak ile azaltılabilir. Sanat piyasasının gidişatına göre soyut-figüratif, empresyonist, kavramsal, klasik, geleneksel sanatlar gibi çeşitlendirmenin yanı sıra yağlıboya, akrilik, suluboya gibi farklı tekniklerde üretilmiş eserler ile portföy çeşitlendirmesine giderek risk azaltılabilir.

Ülkemizde köklü koleksiyonların büyük bir kısmı en erken 80’li yıllarda üretilmiş eserlerden oluşmaktadır. Son 10 yıl içinde üretilmiş eserlere yatırım yapacak kişi ve kuruluşların koleksiyon değerleri 5 yıl içerisinde % 500’lere varan değer artışı gösterebilir.  

Sonuç olarak tekrar etmekte yarar var ki sanat yatırımı, bütün diğer yatırım araçlarının gerek manevi olarak gerek maddi olarak çok çok üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Periyodik vergilendirmelerden muaftır. Sanat eseri alım satımı işleri stopaj ve fon gibi kesintilerden de muaftır. Hiçbir yatırım aracı, sanat yatırımı kadar yüksek kar marjı sağlamadığı gibi, durduğu yerde yatırımcısına fayda sağlayamaz. Sanat, hiçbir zaman değerini yitirmemiştir ve yitirmez. Sanatın modası geçmez ve yerine başka bir şey konamaz. Yatırım aracı olmanın dışında sanatı genel olarak ele alırsak; toplumların gelişmişlik düzeyleri sanatta gelişmişlikleri ile ölçülür diyebiliriz. Sanatta başarı, toplumda teknolojide, bilimde, siyasette, sporda başarıyı beraberinde getirir. Kişilerde ise muhakeme yeteneğini, estetik algıyı, kültürel merakı artırır. Kurumlarda çalışanların psikolojisini olumlu yönde etkilediği gibi kurum imajına da büyük katkısı vardır.

MEHMET ÜNAL

Kültür Sanat Haritası, Ağustos 2013